Çocukların Cinsel İstismarı Suçu (TCK 103)

Çocukların cinsel istismarı suçu da tıpkı cinsel saldırı suçu gibi kanunda basit ve nitelikli olarak ayrım göstermektedir. Yine bu suç tipinde de failin cinsel arzularını gidermek için mağdura olan yaklaşımları suç olarak değerlendirilmiştir. Buna göre her türlü sözlü, dokunma veya daha ağır olan organ ve sair cisim sokma fiilleri suçun kapsamındadır. 

Çocuk kavramı TCK’nın 6. Maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre “18 yaşını doldurmamış kişi” çocuk olarak kabul edilmiştir. Ancak kanun koyucu, cinsel dokunulmazlığa karşı suçları düzenlerken daha spesifik bir sınıflandırma yapmıştır. 

Cinsel istismar suçu; basit cinsel istismar, sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar ve nitelikli cinsel istismar olarak kategorize edilmiştir. Basit cinsel istismar ve sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismar, çocuğun vücudu üzerinde, cinsel arzuları tatmin amacı ile yapılan ancak cinsel ilişki boyutuna varmayan temas içeren her türlü cinsel davranışlardır. Sanığın eylemleri devamlılık gösteriyorsa, ani ve kesik mahiyette değillerse, basit cinsel istismar suçu; devamlılık göstermiyor, ani ve kesik hareketler şeklinde gerçekleşmiş ise sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar suçu oluşur.

Nitelikli cinsel istismar, 18 yaşından küçük olan mağdurun vücuduna organ ya da başka bir cisim sokmak suretiyle gerçekleştirilen cinsel eylemlerdir. Bu eylemlerin cinsel arzuların tatmini amacına yönelik olması şart değildir. Cinsel amaç ile gerçekleştirilmesi yeterlidir.

Yukarıda bahsedilenler ışığında çocuğa karşı cinsel suçlarda değinilmesi gereken en önemli hususlardan biri mağdurun rızasının bulunması halidir. Failin, fiilini gerçekleştirirken mağdurun rızasının bulunmaması zaten başlı başına suç sayılmaktadır. Ancak kanun koyucunun düzenlediği önemli bir durum karşımıza çıkmaktadır ki o da şudur: 15 yaşından küçük mağdurlarda, mağdurun rızasının bulunması halinde bile geçerli bir rızadan söz edilemez ve fail rıza yokmuşçasına cezalandırılır. Bunun yanında 15 yaşından büyük olup, işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri düşük bir mağdurun olması halinde de geçerli bir rızadan söz edilemez.

15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük ve işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri gelişmiş mağdurların eyleme rıza göstermeleri halinde bir suç oluşmaz, mağdur tarafından gösterilen bu rıza geçerli kabul edilmektedir. Yine 15-18 yaş grubu aralığında bulunan ve kendisine karşı işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yetenekleri olan mağdurlara karşı suçun oluşması için, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedenin olması gerekmektedir. 

5237 sayılı kanunun 103/1. Maddesinde basit cinsel istismar suçunun cezası, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası olarak;

103/1. Maddesinde sarkıntılık seviyesinde kalan cinsel istismar suçunun cezası, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası olarak;

103/2. Maddesinde nitelikli cinsel istismar suçunun cezası, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Nitelikli cinsel istismarın oluşabilmesi için mağdurun vücuduna organ ve sair cisim sokulması gerekmektedir. 

Çocuğa cinsel istismar suçunun nitelikli halleri TCK’nın 103/3. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; Suçun; 

  1. a) Birden fazla kişi tarafından birlikte, 
  2. b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
  3. c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, 
  4. d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, 
  5. e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. 

 

Sonuç olarak, yukarıda bahsettiğimiz üzere çocuğa cinsel istismar suçu, gerek mağdur gerekse fail açısından değerlendirildiğinde oldukça ağır ve hayatın tümüne etki edecek bir suç tipidir. Gerek mağdurun psikolojisi ve hayatında oluşacak zorluklar gerekse toplum vicdanının rahat olması ve sosyolojik olarak gerçek suçluların cezalandırılması gerektiği mantığı ile hareket etmek gerekmekte ve olayın yaşandığı ilk andan itibaren gerekli başvurular yapılmalı ve profesyonel hukuki destek sağlanmalıdır.

Av. Harun Raşit Özdemir

 

İlgili metin, konuya ilişkin özet açıklamaları içermektedir. Ayrıntılı bilgi edinmek ve profesyonel yardım almak için bir avukata danışınız.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.