BOŞANMA DAVASINDA NAFAKA

Boşanma evlilik birliğini sona erdiren hukuki bir yoldur. Eşler arasında boşanma gerçekleştikten sonra  boşanma sonrası maddi yardıma ihtiyaç duyan tarafa yardım niteliğinde nafakaya hükmedilir. Genel anlamıyla, kanunların belirlediği durumlarda, kanunlarda belirtilen yükümlüler tarafından zaruret içinde bulunan kimseye verilmesi gereken yardıma nafaka denir.

Tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olmak üzere 3 farklı nafaka türü vardır.

TMK’ da eşe verilecek iki farklı nafaka düzenlenmiştir. TMK 169’ da tedbir nafakası, TMK 175’ te ise yoksulluk nafakası yer almaktadır. Belirtilen madde hükümleri aşağıda yer almaktadır.

Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

Tedbir nafakasını dava devam ettiği sürece, boşanma hükmünün kesinleşeceği zamana kadar devam eder. Hakim resen tedbir nafakasına hükmedebilir, herhangi bir talep olmasına gerek yoktur. Kadının gelirinin bulunması kadına tedbir nafakasının verilmesine engel değildir.

Kusur tedbir nafakasına hükmedilmesinde önemli bir etken değildir. Tedbir nafakasına hükmedilen taraf kusuru olsa bile nafakadan yararlanmaya devam eder. Çünkü tedbir nafakası tarafın maddi olarak zor durumda olmasına binaen hükmedilen bir nafakadır, kusurla herhangi bir bağlantısı yoktur.

Yoksulluk nafakası da tarafın boşanma yüzünden geçimini kendi imkânlarıyla sağlayamayacak durumda olması halinde verilen nafakadır. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesinde ölçüt tarafın orta halli biçimde geçimini sağlayabilecek olup olmamasıdır.  Düzenli gelirin bulunması Yargıtay’ca yoksulluk nafakasına hükmedilmesine engel bir hal olarak ele alınmıştır. Madde metninde yer alan “yoksulluk” ibaresi kanunda tanımlanmamış olsa da Yargıtay kararları ele alındığı zaman “yoksulluk “ kavramının hangi durumlarda ortaya çıkacağı anlaşılabilecektir. Çalışabilecek güce sahip olmasına rağmen çalışmayan taraf lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi Yargıtay’ca usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.

Kusur yoksulluk nafakasını etkileyen bir durumdur. Yargıtay tam kusurlu eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerektiği yönünde kararlar vermiştir. Yoksulluk nafakasını ödeme yükümlüsü tarafın kusuru nafakaya hükmedilmesinde etkili değildir. Kanun maddesinde de belirtildiği üzere kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür.

TMK 176/3 “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.”  Şeklindedir. Yani yoksulluk nafakası alan kişi yeniden evlenirse nafaka kendiliğinden sona erecektir. Aynı şekilde taraflardan birinin ölmesi halinde de yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkacaktır. Fakat kanun metninde de belirtildiği üzere nafaka alacaklısı sırf yoksulluk nafakasından mahrum kalmamak için fiilen evliymiş gibi yaşaması fakat evlenmemesi, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde yoksulluk nafakası mahkeme kararıyla kaldırılır, yukarıda bahsedilen durumlarda olduğu gibi yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkmaz.

TMK 176/4’ te ” Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Hükmü yer alır. Maddeye göre yoksulluk nafakası belli durumda azaltılabilir veya arttırılabilir.

Nafaka borcunun ödenmemesi halinde nafaka alacaklısı İcra Ceza Mahkemesine başvurabilir.

Boşanma kararından sonra açılacak yoksulluk nafakasında TMK 178. Maddeye gidilir. TMK 178 “ Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” Yani boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra açılacak davalarda 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür.

Madde 177 ”Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.”

Bir diğer nafaka türü olan iştirak nafakası bir sonraki yazımızda detaylı olarak ele alınacaktır.

Av. Harun Raşit ÖZDEMİR

İlgili metin, konuya ilişkin özet açıklamaları içermektedir. Ayrıntılı bilgi edinmek ve profesyonel yardım almak için bir avukata danışınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.