HAKARET SUÇU (TCK m.125)

Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) ikinci kitabının ikinci kısmında ‘kişilere karşı suçlar’ ele alınmıştır. Kişilere karşı suçlardan olan hakaret suçu, ikinci kısmın sekizinci bölümü olan ‘şerefe karşı suçlar’ bölümünde yer alarak TCK’nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. 

Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak, hakaretin kanuni tanımıdır.

Onur, şeref ve saygınlığın rencide olması, mağdurun başkalarının gözünde küçük düşmesi durumudur. Mağdurun gerçekten bu duyguyu yaşayıp yaşamaması önemli değildir. Edilen hakaretin, toplum için geçerli örf ve adet kurallarına göre mağdurda küçük düşme duygusunu yaşatabilecek nitelikte olması önemlidir.

Sövmek ise soyut bir değer yargısını ifade eder. Ancak bu değer yargısı kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olması halinde sövmekten bahsedilebilir. Sövme suçu; yazı, resim, işaret ve el hareketleriyle gerçekleşebilir. Beddua ise hakaret suçunu oluşturmayacaktır. ‘Lan’ ve ‘defol’ kelimeleri de rahatsız edici sözcüklerdir ancak hakaret niteliğinde değildir.

Yargıtay’a Göre (15.CD. 21.01.2013, 2012/12336-2013/739):

“Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da yakıştırmalarda bulunmak ya da sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispat konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için; şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiili belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olanlar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.

Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekmektedir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi halinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük duruma düşürecek nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hakim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.

Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıdaki kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.”

Suçun Nitelikli Halleri

  • Suçun kamu görevlisine karşı kamu görevinden dolayı işlenmesi
  • Suçun; dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yayılmaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi
  • Suçun, kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi
  • Suçun alenen işlenmesi durumlarıdır.

Hakaret Suçunun Yaptırımı

Hakaret suçu için Asliye Ceza Mahkemesinde yargılama yapılır ve hakaret suçu uzlaşmaya tabiidir.

Hakaret suçunu işleyen faile 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.

Suçun nitelikli hallerle işlenmesi durumunda faile verilecek cezanın alt sınırı 1 yıldan az olamaz.

Hakaret suçunun alenen işlenmesi durumunda verilecek ceza 1/6 oranında arttırılır.

Yargıtay Kararlarından Örnekler

  • Hakime, “sen bu işi bırak, domat sat” demek hakaret suçunu oluşturmaz.

(CGK. 13.06.2017, 2014/4-754 -2017/324)

  • Sınıf öğretmenine hitaben “ben seni çocukların topu bahçeme kaçmasın diye kaç defa uyardım, sen çocuklarına sahip çıkmıyorsun, devamlı içerdesin, içerde ne b*k yediğiniz belli değil” denilmesi kamu görevine görevi nedeniyle hakaret suçunu oluşturur.

(CGK. 07.03.2017, 2014/4-755 -2017/126)

  • Cumhuriyet savcısının yazı işleri müdürüne “sen emir köpeği misin, senin çirkin yüzünü görmek istemiyorum” şeklindeki sözleri hakaret suçunu oluşturduğu, hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlendiği kabul edilmelidir.

(CGK. 11.02.2014, 2013/4-MD-521 -2014/54)

  • Adalet Bakanlığı’na hitaben yazılan dilekçede “mülakat imtihanında yapılan haksızlığı yapanın Allah belasını versin, çoluk çocuğu hayır görmesin, ömür boyu sürünsün, adalet bu ise adalet olmaz olsun, adaleti böyle kullananın Allah belasını versin, haksızlık yapanları kahretsin, ömür boyu sürüm sürüm sürünsün, çocuğumun hakkını yiyenlerin en büyük musibetler başına ve çocuklarına gelsin” şeklindeki ifadeleri beddua niteliğinde, nezaket dışı, kaba ve rahatsız edici sözler ise de hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir.

(CGK. 31.01.2017, 2014/4-785-2017/34)

Av. Harun Raşit Özdemir

 

İlgili metin, konuya ilişkin özet açıklamaları içermektedir. Ayrıntılı bilgi edinmek ve profesyonel yardım almak için bir avukata danışınız.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.